Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakırköy'deki bir otelde düzenlenen AK Parti İstanbul Teşkilatı iftar programında yaptığı konuşmada; "Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız"
"Mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir"
Katılımcıların 4 gün sonra erişilecek Leyle-i Kadir'lerini ve Ramazan Bayramlarını da şimdiden tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu mukaddes günlerin, Gazze ve Filistin başta olmak üzere gönül coğrafyamızın çeşitli yerlerinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum. Kan ve gözyaşından beslenen siyonist Netanyahu yönetimi geçtiğimiz hafta ateşkesi bozarak Gazze'deki soykırımlarına tekrar başladı. Siyonist rejim özellikle çocukları hedef alarak özellikle kadınları katlederek Gazze'de oluk oluk masum kanı döküyor. Hiçbir kutsal tanımayan İsrail hükûmetinin ramazan ayında sahur vaktinde düzenlediği saldırılarda 700'ün üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Rabb'imden hepsine rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Vahşetin daha hazin tarafı şudur; Batılı yönetimler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi, Gazze'deki barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Hak ve hukuktan bahsedenlerin insanları derisinin rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin'dir. Dikkat ediniz, mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öldürülen gazeteciler Gazzeli olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrının anında değiştiğini vurgulayarak "İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri henüz kundaktaki yavruların alçakça öldürülmesine tepki göstermiyor. Soğuk betonlara sıra sıra dizilen beyaz kefenli çocuk cenazeleri bile kilit vurulmuş vicdanların açılmasına yeterli gelmiyor. Burada şunu bir kez daha açık açık söylemek arzusundayım. Biz zalime kimliğine göre davrananlar gibi asla olmadık ve olmayacağız." diye konuştu.
"Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız"
Canı yanan, zulüm gören, kendi topraklarında katliama uğrayan her bir mazlumun acısını yüreklerinde hissettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için çok yönlü bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Ramazan Bayramı öncesinde bu çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Bundan tam 1400 yıl önce Uhud Savaşı'nda nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi biz de Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız." dedi. Bir konunun daha bilinmesinde fayda gördüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze'deki kardeşlerimize yönelik zulüm de inşallah payidar olmayacak, en kısa zamanda sona erecektir. Suriye'de olduğu gibi Allah'ın izniyle Gazze'de de bu zulüm dolu karanlık günler atlatılacak, inşallah geriye sadece dayanışma kalacak, cesaret kalacak, kardeşlik görevimizi yapmanın izzeti, şerefi, vakarı kalacaktır."
Ramazan ayı boyunca biriktirdikleri muhabbetin, yılın geri kalanında millete hizmet aşkını sürekli dinç ve taze tuttuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak her zaman ramazan ayını layıkı veçhile geçirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Genel merkeziyle kadın ve gençlik kollarıyla il, ilçe, belde teşkilatlarıyla ve elbette belediyeleriyle Türkiye genelinde hepimiz sahadayız. İstanbul İl Teşkilatımız da ramazan boyunca 39 ilçenin dört bir yanında yaptığı çalışmalarla İstanbullu hemşehrilerimizin yanında oldu. Sahur ve iftar programları, hane ziyaretleri ve daha pek çok etkinlikle İstanbullu vatandaşlarımızla bir araya geldi. İhtiyaç sahiplerinin imdadına koştu. Ramazanın dayanışma iklimini yeşertti." ifadelerini kullandı. Bu vesileyle ilçe teşkilatlarından kadın ve gençlik kollarına, İstanbul'da AK Parti, şehir ve millet için gecesini gündüzüne katıp canla başla çalışan tüm yol arkadaşlarına teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Mevla gayretlerinizi zayi etmesin. Her birinize çalışmalarınızda güç kuvvet versin. Kalan günleri de en verimli şekilde değerlendirerek inşallah bu ramazanı hakkını vermiş olarak tamamlayacağız. Bayramda da yine milletimizle beraber olacak, gönüllere dokunacağız. Şunu lütfen bir an olsun unutmayınız, bizler, hepimiz, millete sevdalanmış bir kadroyuz. Her birimiz aziz milletimizin hizmetkârıyız. Allah ömür ve imkân verdikçe hepimiz bu görevimizi en iyi şekilde yerine getirmenin çabasında olacağız. Kırarak dökerek dışlayarak değil gönüller kazanarak ilerleyeceğiz. Kamplaşmayı körükleyen, kutuplaşmayı derinleştiren, kucaklaşmayı, muhabbeti, konuşmayı ve kardeşliği yücelten tarafta yer alacağız."